4 Ekim 2012 Perşembe

İtalya Gezisi-Siena durağı-Gün 3

Bugün Siena günü. Dünkü gibi sabah kahvaltımızı edip 22 numaralı otobüsle SM Novella'ya indik. Siena biletimizi aldıktan sonra Pisa'dan daha uzun sürecek Siena yolculuğumuza başladık. Yolculuk dur-kalklarla beraber 2 saate yakın sürüyor. Siena, Pisa'ya göre daha büyük ve düzenli bir şehir. 


Siena'da istasyonda indikten sonra sizi serin ve ferah bir dağ havası karşılıyor. Burası senede bir kez yapılan Palio at yarışları ile ünlenmiş (Biz Türkler burayı Fiat-Palio ve Fiat-Siena arabaları ile tanıyoruz :)). Biz gittiğimizde yarış yoktu. Bu nedenle şehir nispeten sakindi. İstasyondan gezilecek tarihi bölgelere doğru çıkan otobüsler var. Evet doğru okudunuz giden değil çıkan diyorum. Çünkü ciddi bir tırmanış sizi bekliyor olacak. Siena dağlık bir araziye sahip. Biz eşimle otobüse binmeyi değil tırmanmayı seçtik. Siena sokaklarını geze geze tarihi bölgeye çıktık. 

Siena'da görülmesi gereken ilk yer Piazza del Campo. Google Earth'te 3 boyutlu görüntülerini de bulabileceğiniz bu meydan ortasına doğru eğimli ve meydanın tam karşısında hali hazırda belediye binası olarak kullanılan Palazzo Pubblico var. 


                                          

Palazzo Pubblico'nun tam karşısında eskiden şehre su getirmek amacıyla yaptırılmış, hala içilebilir suya sahip güzel bir çeşme var. İtalyanlar buraya Fonte Gaia (Fountain of Joy) diyorlar

Siena sokakları daracık ve karanlık. Eğimli araziden dolayı binalar birbirlerinin üzerine yıkılacak gibi duruyorlar. Karanlık bina aralarına girmekten korkmayın. Piazza del Campo'nun en güzel görüntülerini buralardan yakalayacaksınız. 


Palio yarışlarına Siena'nın her mahallesi kendi yarışçısı ile katılıyor. Bu nedenle her mahallenin kendi simgesi ve bayrağı var. Bu bayrakları hediyelik eşya satan dükkanlarda görebilirsiniz. 

                                                                    Mahalle simgeleri


                   Palio yarışlarından bir kare

                 

Piazza del Campo'dan sonra Siena'nın duomosunu görmeye gittik. Bizi şaşırtmayan bir güzellik ve görkeme sahipti. 

                                      



Ara sokaklarda gezmek gerçekten kondüsyon işi. Bacaklarınıza güvenmiyorsanız buraya pek uğramayın derim. Bunlar da Siena sokaklarından görüntüler.



Yine saat 4-5 gibi Floransa'ya dönüp küçük bir tur yaptık. Bu turların ayrıntıları Floransa yazısında olacak.

NOT: Verilen tüm bilgiler Eylül 2012 tarihi için geçerlidir



İtalya Gezisi-Pisa durağı-Gün 2

Bugün Pisa'ya gidiyoruz. Sabah erken saatte uyanıp Pisa'ya gitmek için hazırlıklara başladık. Gitmeden önce hakkında çok kötü şeyler duyduğumuz İtalyan kahvaltısı yapacağız. Otelin kahvaltı salonu gayet güzel ve temizdi. Oteli seçerken continental kahvaltı denilen sıcak yiyeceklerin olmadığı bir kahvaltı bekliyorduk zaten. Yalnııız, kek, pasta ve kruvasandan oluşan bir kahvaltı beklemiyorduk gerçekten !! 

İtalyanların kahvaltı alışkanlığı Türklerle taban tabana zıt. Kahvaltıda şekerli şeyler yiyip espresso içiyorlar. Zeytin, salatalık, domates vb. şeyleri unutun. Bizim şansımıza kaldığımız oteli yıllardır kullanan bir Türk grup vardı. Onların ısrarları sonucunda menüye domates ve haşlanmış yumurta eklenmişti. Sonuç olarak peynirli, tereyağlı, cafe latte'li bir kahvaltı yaptıktan sonra 22 numaralı otobüsümüze atlayıp SM Novella istasyonunun yolunu tuttuk. 

İtalyadaki büyük istasyonların hepsinde bilet satın alma kioskları var. Buralardan istediğiniz yöne biletinizi nakit ya da kredi kartı ile alıp hiçkimseyle muhattap olmadan yolculuk yapabilirsiniz. Burada dikkat edilmesi gereken şey, bileti aldıktan sonra yeşil trenitalia makinelerine onaylatmanız. Çünkü bu biletlerin geçerlilik tarihleri gayet uzun. Hangi gün kullandığınızın bilinmesi için onaylatmanız gerekiyor. Biz de bu kioskları kullanıp Pisa biletimizi aldık ve 1 saat sonra Pisa'ya vardık.


Pisa, eğik kulesi ile ünlenmiş küçük ve zengin bir kasaba olarak nitelendirilebilir. İstasyondan çıktıktan sonra ister bir harita edinin isterseniz de kalabalığı takip ederek kulenin ve duomonun bulunduğu bölgeye ulaşabilirsiniz. Biz gitmeden önce Google Earth kullanarak gideceğimiz yerleri belirlemiş ve harita olarak çıktısını almıştık. Şehir de küçük olunca yol bulmak hiç sorun olmadı. (Roma için aynı şeyi söyleyemeyeceğim )

İstasyondan çıkıp dümdüz devam ettiğinizde nehrin yanı başında ilk göreceğiniz güzellik Santa Maria della Spina kilisesi. Bu kilisede Hz. İsa'nın başındaki dikenli tacın dikenlerinden birisi bulunuyormuş. Kilise kapalı. Sadece dışından bakabiliyorsunuz.



Köprüyü geçip devam ettikten bir 10 dk. sonra eğik kuleyi görebilirsiniz. Aynı bölgede duomo (katedral), baptistery (vaftizhane) ve mezarlıklar da var. Duomo'nun arka tarafındaki geniş çimlik alandan baktığınızda şehrin tarihi surlarını görebilirsiniz.

Eğik kule gerçekten muhteşem. Hakkında birşeyler okuyup gidin derim. Eğik kuleyi itme, düzeltmeye çalışma, kaldırmaya çalışma temalı fotoğrafları çekmeyeni dövüyorlar :)) Gider gitmez bu işi halledin. En eğlenceli kısım ise bu pozu vermeye çalışanları fotoğraflamak. Doğru açıdan bakılmadığında ne kadar komik durduğunu görmelisiniz.




Kuleye çıkmak, duomo ve diğer kısımların içini gezmek mümkün. Biz eşimle bu tür ziyaretleri değil sokak sokak gezmeyi sevdiğimiz için kule ve çevresinde yaklaşık 1 saat zaman harcayıp Pisa sokaklarına kendimizi attık. 

Duomo bölgesinden sonraki durağımız Şövalyeler Meydanı. İtalyaya gittiğinizde piazza kelimesine aşina olmaya hazır olun. Piazza meydan palazzo saray demek. Ülkenin her köşesinden tarih fışkırdığı için göreceğiniz en yeni eserler 300-400 yıllık olacaktır. Şövalyeler meydanı, şu anda her biri farklı amaçlarla kullanılan ama eskiden şehir için önem arz eden bina ve saraylarla çevrelenmiş bir meydan. Sakin sessiz güzel bir yer. Gitmeden önce meydandaki binalarla ilgili bilgi edinebilirsiniz. 



Meydandan şehir merkezine geçtikten sonra guruldayan karınlarımızın sesini dindirmek için yemek arayışına girdik. İtalyaya gitmek isteyenlerdeki "pizza, makarna yerim hiç aç kalmam" algısının doğru olmadığını öncelikle söylemek isterim. Eğer bizim gibi domuz etine karşı bir hassasiyetiniz söz konusu ise ve vejetaryen değilseniz yemek bulmakta zorlanacaksınız. Tavuk ve dana eti kullanımı hazır yemeklerde çok az. Ya domuz eti var ya da sebze. Biz genellikle sebzeli pizzalardan alıyorduk. Pisa'da şansımıza bir Türk dönerciye rastladık. "Halal" ibaresi olan restoranlardan gönül rahatlığı ile yiyebileceğimizi söyledi. Bu da Pisa'daki yemeğimiz




Sokak aralarında dolaşıp keşfimizi tamamladıktan sonra saat 3'te trene binip 4 sularında Floransa SM Novella istasyonuna geri döndük. 

Akşam gezmek için Piazza della Repubblica'ya gittik. Burası ortasında koca bir atlıkarınca olan, etrafı restoranlarla çevrili, sokak sanatçılarının sürekli bir şeyler çalıp söylediği şehrin göbeğinde rüya gibi bir meydan. Buradan sonra akşam yemeğimizi içinde H&M ve Coop marketin bulunduğu bir AVM'de yedik. 



Yarın Siena gezisi var. 


NOT: Verilen tüm bilgiler Eylül 2012 tarihi için geçerlidir.







İtalya Gezisi-Floransa durağı-Gün 1


Ne kadar yaratıcı bir başlık oldu değil mi? Blog dünyasının en popüler konularından biri olan İtalya gezileri konusunu görüyor ve bir arttırıyorum. 

Benim adamın Erasmus Personel Hareketliliği programına katılmak istemesinden mütevellit bizim de yolumuz Remus ve Romulus'un memleketi İtalya'ya düştü efendim. 11 günlük macera boyunca aklımda kalanları bir bir yazmaya çalışacağım.

İlk gün Pegasus hava yolları ile 14.00 sularında Roma'ya vardık. Gitmeden önce Sabiha Gökçen havalimanının free shop kısmına şöyle bir göz atıp dönerken alırız dedik (almadık). Fiumicino havalimanı oldukça büyük ve şehre uzak. Havalimanından Roma'ya giden birçok servis bulunuyor. Fiyatları 4-7 € arasında değişiyor. Yolcu çıkış kapısından çıktıktan sonra sağa dönüp yürüyün ve ilk kalkacak olana binin derim ben. Çünkü hepsi Termini'nin önünde indiriyor. Zaten Termini'ye vardıktan sonra istediğiniz yere ulaşmanız işten bile değil. Terravision ve Cotral bu servislerin en iyi bilinenlerinden

Bizim gezi planımız Floransa'dan başladığı için Termini'ye iner inmez Trenitalia'dan  aylar öncesinden aldığımız Roma-Firenze hızlı trenine atladık ve Floransa'ya doğru yol aldık. Gezinin bundan sonraki 4 günü Floransa, Pisa ve Siena'da geçti.

Akşama doğru Santa Maria Novella istasyonunda indikten sonra bavulları bırakmak için otelimize geçtik. Otelimiz  Floransa'nın tarihi kısımlarından biraz uzakta küçük ve temiz bir oteldi. Floransa'da ulaşım pek sorun olmadı. 22 Numaralı otobüs sağolsun bizi otelden şehre, şehirden otele taşıdı durdu. İtalya'da genel olarak otobüste bilet kontrolü yok. Orada yaşayanların aylık ve ya yıllık pasoları var. Sizin pasonuz olmayacağı için 2-4-8-10 binişlik biletlerden alıp otobüse bindiğinizde makinaya okutmanız gerekiyor. Okutmazsak ne olur derseniz, kontrol olmadığı sürece bir şey olmuyor ama kontrole denk gelirseniz 200€' cuk cezası var. (Biz bir kere kontrole denk geldik. Ptesi sabahıydı)

Adana'nın kavurucu sıcaklarına alışmış bir bünyeye sahipseniz Floransa size biraz serin gelebilir. O nedenle yanınızda hafif kalın giyecekler götürmeyi unutmayın. Biz sadece tişörtlerimizle gittiğimiz için ilk gün soluğu H&M'de aldık.

Alışveriş konusu açılmışken hemen söyleyeyim; İtalya belli bir bütçe ile gidilmişse kesinlikle alışveriş yapılacak bir yer değil. Herşeyden önce €-TL kur farkından dolayı fiyatlar bizim için çok yüksek. O nedenle kendinizi çok kasmayın.

H&M'den kendimize uzun kollu bir şeyler aldıktan sonra otelin yolunu tuttuk. Yarın Pisa turu var.

İlk günden bir kare. SM Novella yolcu çıkışı




NOT: Verilen tüm bilgiler Eylül 2012 tarihi için geçerlidir